27 Temmuz 2016 Çarşamba

Küre Dağları Milli Parkı - Ilıca Şelalesi ve Valla Kanyonu

Yazıya girişi becerebilirsem devamını iyi anlatacağım. Ilıca şelalesi ve özellikle Valla Kanyon’u çok uzun zamandır gitmek istediğim yerlerdendi. Dogup buyudugum yerde gözden kaçan yerlerden. Kastamonu'ya son 8 senede çok seyrek günü birlik gitmemden mütevellit bu bölgeyi ziyaretim baya gecikti. Vesiyle toprağın insanı çekmesini düştü aklıma, sonuç olarak bir insanın bir şehri sevmesiyle aynı sonuca çıktı; güzel günlerin hatırı...

Tanıtım Kısmına Geçelim:
Valla Kanyonu:
Valla kanyonu, Kastamonu ili, Pınarbaşı ilçesi, Muratbaşı köyü sınırları içinde bulunur. Küre Dağları Millî Parkı içinde yer alan kanyon 800 m derinliği ile dünyanın en derin 2. kanyonudur. Devrekani çayının Küre dağlarını parçalayarak oluşturduğu kanyondur. Uzunluğu 12 km'dir.

Ilıca Şelalesi: 
Pınarbaşı Ilıca Köyü sınırları içerisinde bulunup, 12 km uzaklıktadır. Ilıca Köyünden itibaren patika yoldan yaya olarak yarım saat sürmektedir. Su yaklaşık 10 metre yükseklikten dökülmektedir ve bu suyun döküldüğü yerde doğal olarak bir havuz oluşmuştur. Bu şelalenin en önemli özelliği de oluşan bu havuzun etrafının çok sayıda ağaç ve bitki örtüsü ile çevrili olmasıdır. Yine şelalenin üst kısmından gidildiğinde yıllardır akan su ile kayaların aşınması sonucu kayalarda oluşan çukurluklar ve oymalar şelaleye ayrı güzellik katmaktadır. 
Kastamonu'ya İstanbul'dan ulaşım kara yolu ile 520 km. İstanbul'dan Kastamonu'ya Pegasus ve Türk Hava Yolları ile tarifeli uçuşlar var. Ankara ise 250 km uzaklıkta. Kastamonu ile Pınarbaşı arasında ki parkur Valla'ya gidis donus 300km.

En başta bahsetmem gereken kısımlardan bir tanesi yol diyebilirim. Özellikle Kastamonu üzerinden Ağlı'yı geçtikten sonra yollar daralmaya başlıyor. Ağlı'dan Pınarbaşı'na kadar yollar yemyeşil fakat dar. Pınarbaşı'ndan kanyona yola çıktığınızda yollar baya kötü. Biz gittiğimizde yol yapımına başlamışlar fakat bürokratik engeller yüzünden gecikmişti yapılması. Bu sebepten aracınızla baya yavaş gitmek zorunda kalıyorsunuz.



Aslen Kastamonulu olup, bu Valla ve Ilıca şelalesinin içinde bulunduğu Küre Dağları Milli Parkı’nın isim babası olan yerde doğup büyümüş olsamda bu doğa harikası yerleri Kastamonu’dan çıktıktan çok sonra öğrenebildim anca... Ya da biliyorduysam benim için çok sıra dışı yerler değildi. İnsan doğup büyüdüğü yerin kültürünü, doğal zenginliklerini kanıksayarak büyüyor ve öyle içinde yaşarken de pek sıra dışı gelmiyor. Ve uzunca süre yaşadığı yerden koptuğunda İstanbul gibi kaotik bir şehirde yaşarken ne kadar harika yerlermiş derken buluyor insan kendisini. Ilıca Şelasi’si yakınında birşeyler atıştırırken orada çalışan kişiye ayak üstü Valla Kanyonu hakkında soru sorduğumda “valla” gitmedim abi demesi, durumu özetliyor. :) 
Nihai amacım kanyonun içine profesyonel olarak girmek olduysa da bu ziyaretim daha çok keşif mahiyetinde oldu. İnsan şu fotoğrafları gördükten sonra kayıtsız kalamıyor. 

https://www.flickr.com/photos/kuredaglari/

https://www.flickr.com/photos/kuredaglari/

https://www.flickr.com/photos/kuredaglari/

https://www.flickr.com/photos/kuredaglari/

Ilıca Şelale'sine geldiğinizde şelaleye yürüyerek patika yoldan gidiyorsunuz. Ben Küre Dağları içerisinde böyle güzellikler görmedim. Başka yerlerde iyidir hojdir fakat bu kadar değildir derim başka şeyler de söylerim tabiki. Bu yosun örtüsü varya, işte onlar ağaçları sarmış vaziyette. Belgesellerde Amazonlar da falan görülen türden. Hani bu yer çok bilinmemesi sebebiyle öyle kirlenmemişte. İşte sonuç olarak tertemiz her yer. Ve harika yıpranmamiş bir doğa ile baş başınız. Kalabalıkta değildi bu yazının yazıldığı aylarda. Fotoğraflar ise aşağıda fakat şunu kesinlikle söylemeliyim. Burası hissedilmeli. Ve iyi bir fotoğrafçıyım iddasında olmadığım için fotoğrafların Ilıca'yı anlatması bu yüzden daha zor diyerek Ilıca Şelale'si konusunu kapatıyorum... :)

Not: Ilıcı şelalesinin bulunduğu yerde Kastamonu’nun o meşhur etli ekmeğini yapan bir işletme var. Kastamonu’da etli ekmeği evden dışarı çıktığınızda genelde mındar ederler. Yanında her ne kadar eğşi eksikse de etli ekmeği adabıyla yapmıştı abla.


Ilıca'dan sonra benim asıl merak ettiğim nokta, o dünyanın en derin 2. kanyonu olan Valla Kanyonu. Bir abinin "valla bilmiyorum" dediği yer. İşte o yere giderken yollar çok fena. Arkadan aracın bir tanesi beni geçmeye çalışıyor fakat bildiğin off-road yapıyoruz. Geçerse tüm tozu yedirecek bana. Yol vermemekte diretiyorum. 

Ağır aksak yavaş yavaş gittikten sonra Valla'ya varıyoruz. Burada Erol'un yeri var. Kendisi çok hoş sohbet bir abi. Anlattıkları da boş şeyler değil. Kendisi çok yardımcı. Dönüş yolunda, yolun berbatlığından dem vurduğumuzda bize daha düzgün bir yol öneriyor. Eğer çadır kurmak istersek yardımcı olacağını da ekliyor. 

Valla'ya varmak için 1.5 km falan yol kat ediyorsunuz. Dağ yolu içerisinden. Karanlık ormanlar diye bir tabir vardır, işte o karanlık ormanlara dalıyorsunuz bu patikada. Ağaçlar patikanın üstünü kapatmış. Akşam saat 5-6 arası olmasına rağmen ormanın içinde bir kasvet var giderken ve bildiğin karanlık. "Ayu" varmıdır buralarda diye düşünmeden edemiyoruz. Ayı Kastamonu kelimesi geçtiği yerde dilde eğreti kalır! Aşagıdan suyun sesi ve börtü böcek, kuş seslerinden başka hiç bir şey yok.

Ve evet yine fotoğrafların kifayetsiz kaldığı anlar yaşanıyor sayın okuyucu. Fakat mesele anı yaşamak yahu... Fotoğraf çekmek o anı yaşamaya ciddi ciddi darbe vuruyor. Burası gidilip hissedilmesi gereken yerlerden diyerek tekrarlıyorum. Büyüleyici bir atmosfer. Platforma çıktığınızda tırsıyorsunuz. Fena bir ihtişam. Kanyon büyüleyici. Aşağı bakmak cesaret istiyor.




Son söz olarak; Sadece Pınarbaşı için 1 gün yeterli değil. Ilgarini Mağarası, Horma Kanyonu (Anbar Gölü) bölgelerini gezmeye vaktimiz yetmedi. Kastamonu Türkiye'nin alter damarları olan şehirlere uzak kaldığı için Pınarbaşı'nı Valla Kanyon'unu dağcılar dışında pek fazla insan bilmiyor. Keza kendi insanları da pek bilmiyor. Biraz yatırım yapılsa tam bir turizm merkezi olacak bir bölge. Mesela adam akıllı bir cam tabanlı seyir terası. Diğer taraftan köylüler de çok kişi zaten bilmesin diyor. Çok kişi geldiğinde yangınların başlayacağını, çevrenin kirleneceğini düşünüyor. Hak vermeden edemiyorsun. Bu yazı taslak aşamasındayken dağcılığa profesyonel olarak girmek için bir adım daha atıyordum.




Cumartesi gününü Pınarbaşı'nda geçirdikten sonra Pazar günü sabahını Araç'ta şu manzara ile açıyorum. Ve gezi sona eriyor.